geçtiğimiz iki gün boyunca, 2 saatlik dışarı çıkmayı ve kardeşimin defterlerini kaplamayı saymazsak sürekli mutfaktaydım. yaklaşık sekiz saatlik mutfak maratonu sonucu ortaya dokuz yemek çıktı.
cumartesi günü annem ve babam geç gelecekleri için onlara birşeyler hazırlamaya başladım. sabah internetten mürdüm eriği ile ilgili bir tarif bulmuştum ama defterimi (ve makinamı) işyerinde unutunca ben de gary rhodes’in yaptığı erik pudingi tarifini denedim. tariften farklı olarak ben hamurum üzerine bademler serpip pişirdim ve soğuduktan sonra da hindistan cevizi döktüm. artık eriğin pişmişini tazesinden daha çok seviyorum. ikinci olarak annemin peynirli poğaçalarından yaptım. poğaça için 3 yumurta (ikisinin sarısını ayırıp sonra üzerlerine süreceksiniz) 1 çay bardağı sıvıyağ, 1 su bardağı yoğurt, 1 paket yumuşak margarin, 1/2 paket kabartma tozu ve aldığı kadar unu karıştırıyorsunuz. (bu terimi ben de sevmiyorum ama yumuşak bir hamur olana kadar un eklemeniz gerekiyor ve her seferinde ölçü değişebiliyor). bu arada peynir ve maydanoz ile iç hazırlıyorsunuz.hamurdan ufak parçalar koparıp yuvarlıyor ve içine hazırladığınız karışımdan bir tatlı kaşığı koyuyorsunuz. hamurun bir ucunu diğerinin üzerine yapıştırıp poğaça şekli veriyor ve yağlanmış tepsiye diziyorsunuz. tüm hamur bittikten sonra üzerlerine yumurta sarısı sürüp çörek otu döküyorsunuz. 200 C’de üzerleri kızarana kadar pişiriyorsunuz. cumartesi akşamının son yiyeceği salata oldu. evdeki dereotu, nane gibi yeşellikler ile, salatalık (turşu & taze), sivri biber ve konserve mısırı karıştırıyorsunuz. limon+ zeytinyağı döküyorsunuz.
pazar sabahı için gene üç tarif vardı. bu sefer mutfakta zen kitabından kahvaltılık pirinç , kala-afiyet kitabından lalanga ve annemin kek tarifini biraz değiştirip çikolatalı kek yaptım. (annem halasının lalanga’dan yaptığını ama onun bişi dediğini anlattı. gerçi kitapta pişi denilen biraz farklı hazırlanan bir tarif daha var belki halanın tarif de o’dur.) bişi annemin yaptığı şelameyi andırıyordu. bişi için 1 yumurta, 2 bardak un, 1 çay kaşığı karbonat ve bir tutam tuzu karıştırıyor, boza kıvamına gelene kadar su ekliyorsunuz. sonra bu karışım kaşıkla kızgın yağa akıtarak kızartıyorsunuz. hamurların içinin pişmesi için arada çatalla delmek gerekiyor ama biz de bu 1 yanığa yol açtı, bu yüzden dikkatli olmak gerekiyor. çkolatalı kek için önce 2 kaşık tereyağını benmari usulü eritiyor ardından 9-10 madlen çikolatayı yağa ekleyip biraz yumuşamalarını sağlıyorsunuz. sonra 5 yumurta, 4 fincan şeker, 5 fincan un, erimiş yağ + çikolatalar ile 1 pğaket kabartma tozunu karıştırıyosunuz. yağlanmış kalıba dökmeden önce 2 madleni ufak ufak kırıp karışıma ekliyor ve son kez karıştıyorsunuz. 175C’de yaklaşık 45 dk. pişiriyorsunuz. soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serpebilirsiniz.
akşamki tarifler sabahkilere oranla daha çok beğenildi. bu defa annemin yabancı mutfak yasağını delip ispanyol yemekleri hazırladım. fine cooking dergisinin 46. sayısındaki “A Casual Menu from Northeast Spain” başlıklı yazıdaki üç tarifi denedim. ilki tapa denilen ve sotelenmiş mantarla yapılan bir garnitür. tapa için 4 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 paket kültür mantarı (4’e bölünmüş), 1/4 su bardağı doğranmış maydanoz, 2 yemek kaşığı doğranmış sarımsak (yoksa bunlara kıyılmış mı denir?) 1 veya 2 çay kaşığı tuz gerekiyor. önce mantarları 1o dk. soğuk suda bekletip suyunu süzüyorsunuz. kapaklı bir teflon tavayı ısıtıp mantarları ekliyor ve kapağı kapatıp yaklaşık 20 dk. (tencere mantar suyu ile doluyor) kısık ateşte pişiriyorsunuz. sonra kapağını açıp ısıyı yükseltiyor ve mantarların suların çekmelerini sağlıyorsunuz. sularını çekince 1 yemek kaşığı zeytinyağı, maydanoz ve sarımsağı ekleyip 3-4 dakika pişiriyorsunuz. servis tabağına alıp kalan 3 yemek kaşığı yağı döküp sıcak servis yapıyorsunuz.
sırada fırında limonlu otlu tavuk var. 1 baş sarımsağı havanda dövüyorsunuz. bir tutam tuz + 2 yemek kaşığı zeytin yağı ekleyip tekrar iyice dövüp bu karışımı yıkanmış 4 tavuk budun üzerine ve derisinin altına sürüyorsunuz. butları 2 saat buzdolabında bekletmenizi söylüyor ama ben 45 dk. beklettim.fırını 220C’ye ısıtıp her bir tavuk için 4 büyük limon dilimi veya her biri için 4’er orta boy dilim koyuyorsunuz. dilimierin üzerine taze otları (adaçayı, biberiye,kekik diyor tarifte ama ben evdeki nane, maydanoz ve dereotunu kullandım) yerleştiriyorsunuz. en üste de birer butu koyup tuz ve karabiber serpiyor, fırında yaklaşık bir saat pişiriyorsunuz.
haftasonunun son tarifi kızarmış ekmekli escalivada. escalivada için 2 patlıcan, 2 kırmızı biber, 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı ve 1 baş doğranmış sarımsak gerekiyor. biber ve patlıcanları közleyip, kabuklarını soyuyor ve ince ince doğruyorsunuz. sonra sarımsak ve zeytinyağı ile karıştırıp, kızartlıp üzerlerine bir domates halkası konmuş ekmelerin üzerine yerleştirerek servis yapıyorsunuz. escalivada’yı yapmaya son anda karar vermiştim ama bizimkiler çok beğendiler…
not: ispanya yemeklerinin resimleri fine cooking dergisine ait…
Biraz önce tapa’yı yaptım:) Bana da tadı birazcık alışık olduğumuz tadların dışında geldi ilk anda ama yedikçe hoşuma gitti:) Daha sonra üstüne limon sıkarak devam ettim ve bu şekilde çok beğendim:)
Merhaba.İnternette zeytinyağlı barbunya tarifi ararken rastladım size…Fotoğraflı tarifleriniz çok hoşuma gitti.Yemeği pişirdikten sonra estetik bir şekilde sunan bir insan olduğum için fotoğraflara bayıldım.(annemden öyle gördüm napalım)
yaşım 28…Bir aksilik olmazsa bu kış İstanbul’dan Belçikaya gelin gideceğim ve türk yemeklerini özlememek için yavaş yavaş bildiğim yemek..vs sayısını arttırıyorum.Her yaptığım şeyin fotoğrafını çekiyorum büyük bir özenle ve Belçikadaki nişanlıma yolluyorum internetten…
Sizi güzel tarifleriniz için,sabırla herkese verdiğiniz cevaplarınız için,ve güzel yemek fotoğraflarınız için tebrik ediyorum.
Ekşi sözlük’te bile ünlüymüşsünüz. 🙂
Daha ne diyeyim 🙂
Elinize,yüreğinize ve tabi Annenize sağlık versin Allah..
walla süper bir site hazırlamışsınızz artık eskısı gıbı zorluklarla ordan burdan kağıt toplamaktansa buradan faydalanabılıyoruzz
artık evlenebılırımm 😀
Sevgili Hatice hanım,
İyi günler…tariflerinizle yemek yapmak zevk oldu..sizin verdiğiniz tariflerle “buda nasıl olur ki” demeden %100 güvenle yemek yapıyorum..konuklarım gelmeden birkaçgün önce deneme yapmak zorunda kalmıyorum..ayrıca çerkez yemeklerinin tarifleri beni oldukça heyecanlandırıyor; annemin yemekleri bunlar diyorum çok güzel günleri çağrıştırıyor..
Hatice Hanım,
Mutfak aşığı biri olarak sitenizi hayranlıkla takip ediyor ve sizi tebrik ediyorum. Yıllarca yaptığım pasta ve böreklerle iş arkadaşlarımı mutlu ettim ancak artık mutfağa giremiyorum. Çünkü şimdi sadece çalışan bir kadın değil, “ikiz çocuk sahibi” çalışan bir kadınım. Yemek yapma özlemimi hiçbir şekilde gideremiyorum. Mutfak keyfim sadece iş amaçlı çıktıgım yurtdışı seyahatlerimle sınırlı. Farklı ülkelerin mutfakları beni müthiş cezbediyor. Yemek yapma özlemimi sitenizi takip ederek gidermeye çalışıyorum. En büyük hayalim bir gün mutfağında bizzat çalışacağım bir restaurant açmak…
Başarılarınızın devamı dileğiyle..
bir efsane oldunuz adınız ve siteniz ağızdan ağıza dolaşıyor.büyük başarınızı kutluyorum ve sağlıklı günler diliyorum.
Hatice gerçekten sevgiyi içinde barındıran tariflerinle inan mutluluk yemekleri yapıyorum sanki……….Çok çok teşekkür ederim ellerine ve yüreğine sağlık :))
Sevgili Hatice;;
Siten gerçekten çok güzel.
her gün bir kaç kez ziyaret etmeden geçemiyorum..
Ellerine,yüreğine sağlık…
Sevgiyle kal…
tarifleriniz mükemmel ellerinize sağlık
siteniz çok güzel
siteniz çok güzel
çok enteresan bir site ismi. Çok renkli bir kişiliksiniz herhalde. Dolayısıyla önyargımı kazandınız. Tabularımı kırıp ilginç gelen yemeklerinizi deneyeceğim. bakalım yorumlardaki gibi var mı
meraba.sitenizdeki hersey cok güzel…
basim dara düstügü vakit solugu bu sitede aliyorum…bende bir kere tapayi yaptim ama tadi bir tuhaf oldu:(acaba kültürümüze uymadigi icinmi degisik geldi yoksa yanlismi yaptim…diger tariflerinizide yapmaya calisiyorum cok güzel tarifler var..
Hatice hoşgeldin! ne güzel, demek Tayvan’a gittin! izlenimlerini merakla bekliyorum. bu arada ben de buradaki ilk poğaça tarifini yaptım. çok güzel oldu, tek eksiği tuzuydu. (belki de benim kullandığım peynir tuzsuz olduğu için öyle oldu) bir dahaki sefere tuz ekleyeceğim.
kardeşim maydanoz sevmediği için bir kısmını da sadece beyaz peynirle yaptım.
Ben 20 yaşında ve bilkent üniversitesi ögrencisiyim.Bu sitedeki çoğu tarifi denedim ve hepsini çok beğendim kek yapmaya ve özellikle uzak doğu yemeklerine bayılıyorum sizden ricam bana çok değişik ve lezzetli bir kek tarifi vermeniz.şimdiden teşekkür ediyorum.
Merhaba Hatice, dün akşam bu tariflerden tapa’yı yaptım. biz genelde mantarı makarnaya koyarız, ya da yumurtalı olarak kavurmasını yaparız. ama bu tarif de çok lezzetli oldu! işin sırrı üstüne çiğ olarak gezdirilen sızma zeytinyağında diye düşünüyorum. dünya mutfaklarından başka tarifler de isterim:) sevgiler!
haticecigim hersey okadar guzel gorunuyor ki. canim uzun zamandan sonra tekrar eve gidip yemek pisirmek istedi…ama bir turlu hangisini yapsam diye secemiyorum…galiba sana en fazla tesekkuru esim borclu:)