İçeriğe geç

anılarda kalan tatlar

annem dün gülriz sururi’nin kitabındaki tarife göre kabak yemeği yaptığımı görünce bana, kendi halasından öğrendiği farklı bir kabak tarifini yazdırdı. sururi’nin tarifi çok basitti; 5 soğanı doğrayıp yağda kavuruyor, dörde bölüp doğradığınız bir kilo kabağı, biraz domates salçasını (ben kendi yaptığım biber salçasını tercih ettim) ve tuzu ekleyip su koymadan pişiriyorsunuz.

rahmetli resmiye hala’nın stilinde ise bir kg. kabağın kabuklarını kazıyıp, dörde bölüyor ve ince ince doğruyorsunuz. sırasıyla sivri biber, soğan ve kabakları ekleyip kavuruyorsunuz. iki- üç doğranmış domatesi veya bir kaşık salçayı ekliyorsunuz. bir avuç pirinç (veya pilavlık bulgur), 1 çay bardağı kaynamış su ve tuz ekleyip pişiriyorsunuz.

resmiye hala kendisini her ziyaret edişimizde bizi nasıl ağırlayacağını bilemez, benim çok sevdiğim bardaklarıyla gülsuyu ikram ederdi. evinin arkasındaki bahçesi, geniş avlusu ve sedirleri dışında maalesef birşey hatırlayamıyorum. ama bükülmüş beline rağmen o çabası ve güleryüzü hala gözümün önünde… bu vesileyle onu da rahmetle anmış olayım…